Hace Muhammed Bakibillah (k.s.)

Hâce Muhammed Bâkibillah (K.S.) Hazretleri hicretin 972'nci senesinde Kaabil'de doğmuştur. Büyüklük hâli daha çocukluk zamanlarında simalarından belli olurdu, Şefkat ve merhameti o kadar çoktu ki, bir defasında Lahor şehrinde kıtlık vâki olup, yaşamak güçleşmişti. O günlerde O'nlar da Lahor'da bulunuyorlardı. Hatta birkaç gün yemek bile yemedi. Ne zaman huzurlarına yemek getirseler: İnsanlar, sokaklarda açlıktan can verirken, bizim yememiz insafa sığmaz» derdi. Getirilen yemeklerin hepsini açlara dağıtır «Geceyi Rabbimin yanında geçiririm.» hadis-i şerifine vâris olarak kendisi ise rûh kuvveti ile yaşardı. Her işte azîmet ve evlâ ile hareket ederdi.
Birgün Hâce Bâkibillh (K.S.) Hazretleri namazda imamın arkasında Fâ-tiha-i Şerife okumaya başladılar ve hemen o anda İmam Azam Ebû Hanife Hazretlerinin mübarek ruhları tecellî ederek: «Ey Şeyh! Benim mezhebime müntesib büyük ve küçük pek çok evliyâ zuhur etti. Cümlesi de imamın arkasında Fatih-i Şerife okumazlardı. Binâenaleyh senin de okumamaklığın münâ-sibdir.» diye buyurdular ve Hâce Muhammed Bâkibillah da bu fiilini terketti.
İrşad makamında kaldıkları kısa fakat bereketli zamanlarında şeyhlik yapan bir çoklarının sohbetine gider, O'nlardan fatiha, duâ ve zikir telkini alır, bilâhare, o kimselerde.de bir cezbe hâsıl olur, gelir müridlerinden olurlardı.
Onları kim görse (Yer yüzünde yürüyen bir meyyite kim bakmak ister ise) Ebi Kuhâfe'nin oğluna, yâni Ebûbekir Sıddık'a (R.A.) baksın» hadîs-i şerifini hatırlardı. Bununla beraber, nazarlarının heybet ve dehşetli tefsiri duvarlara işledi. Gafiller, onları görünce «Onları görenler Allahı hatırlarlar» hadîs-i şerifinin doğru olduğunu anlarlardı. Hattâ öyle ki; bir gün Yahudilerin tarlalarının bulunduğu bir köyden geçiyordu. Görenler «Bu nasıl bir insandır ki, onu «rörünce Allah hatırımıza geldi» dediler.
Hâce Muhammed Bâkibillah (K.S.) Hazretleri 1013 hicrî senesinin Cemâ-ziye'1-Âhir ayının 26'nci Pazartesi günü 40 yaşında oldukları halde irtihal dâr-ı Naîm buyurdular. Kabr-i âlîleri Denirdedir. (Kaddesallahu sirrehül aziz)