BESMELENİN FAZÎLETİ

Bir hadîs-i şerîfde Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) "Besmele ile başlanmayan her meşrû iş kesik(bereketsiz)tir." buyurdular.

Hz. İkrime (r.a.) buyurdu ki: Allâhü Teâlâ'nın ilk yarattığı Levh-i Mahfuz ve Kalem'dir. Kalem'e emretti ve kalem kıyâmete kadar olacakları yazdı. Kalem'in Levh'a ilk yazdığı "Bismillâhir-Rahmânir-Rahîm"dir.

Allâhü Teâlâ besmeleyi mahlûkât için -okumaya devam ettikleri sürece- emniyet kılmıştır. Besmeleyi yedi kat semâdakiler de okurlar.

Hz. Âdem'e ilk olarak besmele nâzil olunca, "Besmeleyi okumaya devam ettikleri sürece zürriyetim azabdan emin olurlar." dedi.

Hz. Âdem'den sonra besmele kaldırıldı ve Hz. İbrâhim (a.s.)'a Hamd Sûresi'nde nâzil oldu. Nemrud onu ateşe atmak üzere mancınığa koyunca besmeleyi okudu, Allâhü Teâlâ ateşi ona soğuk ve selâmet kıldı.

Sonra tekrar kaldırıldı ve Mûsâ (a.s.)'a indirildi. Hz. Mûsâ, Fir'avn'ı ve sihirbazları besmele ile kahretti.

Sonra besmele tekrar kaldırıldı ve Süleyman (a.s.)'a indirildi. Melekler ona "Ey Süleyman, bugün mülkün tamamlandı." dediler. Hz. Süleyman'a besmeleyi inzâl buyurunca, Allâhü Teâlâ "Ümmetine duyur ki kim Allâh'ın emânını duymak isterse Süleyman'ın yanına gelsinler." diye nidâ etti. Hepsi geldikleri zaman Hz. Süleyman, Hz. İbrâhim'in minberine çıkarak eman (emniyet) âyetini okudu: "Bismillâhir-Rahmânir-Rahîm". Bunu duyan herkes ferahladı. "Biz şehâdet ederiz ki sen Allâh'ın Rasûlüsün." dediler.

Hz. Süleyman onu neye okusa emrine âmâde olurdu. Süleyman (a.s.) besmele ile diğer milletlere gâlip geldi.

Besmele Hz. Süleyman'dan kaldırıldı ve Hz. Îsâ (a.s.)'a indirildi. Hz. Îsâ (a.s.) ve havârîler besmele ile ferahladılar. Allâhü Teâlâ "Yâ Îsâ, biliyor musun, sana hangi âyet indirildi. "Bismillâhir-Rahmânir-Rahîm" emân (emniyet) âyetidir, her hâlinde onu çok oku; okumanın, namazının başı besmele olsun.

Kim onu namazdan ve okumadan evvel söylemeye devam ederse kabirde Münker ve Nekir onu korkutmaz, ölümü kolay olur, kabir onu sıkmaz. Rahmetime kavuşur. Kabri nurlanır. Kabirden onu vücûdu ve yüzü beyaz olarak haşrederim. Mîzânı ağır gelir. Sırat üzerinde onun nûrunu tamamlarım; böylece cennete girer. "Saâdete ve mağfirete kavuştun." diye kendisine nidâ olunur.

Hz. Îsâ (a.s.) "Bu yalnız bana mı mahsustur, yâ Rabbi?" diye sordu. Allâhü Teâlâ, "Sana ve sana tâbi olanlara ve senden sonra Ahmed (a.s.)'a ve ümmetine mahsustur." buyurdu.

Fazilet Takvimi