Nasihat ve Hikayeler
Dini Hikayeler, İbretlik kıssalar ve Nasihatler
ŞİRAZ'LI SADÎ'DEN...
• Başkaları seni susturmadan, sen susmasın! bil.
• İnsanın hayvanlardan üstün olması, sözü sebebiyledir.Fakat doğru konuşmazsan hayvan senden üstün olur.
• Düşünmeden söze başlama.
Fazilet Takvimi
DÖRT NASİHAT
Münzir bin Mâlik hazretlerinden:
İslâm'ın ilk yıllarında, dört hususta nasihatlaşırdık:
1. Boş iken, meşgul zamanın için çalış.
2. Sıhhatli iken, hastalıklı zamanın için çalış.
3. Gençliğinde, ihtiyarlıkat çalışamayacağın günleri telâfi için çalış.
4. Hayatta iken, ölümün için çalış...
Fazilet Takvimi
TESBİH NAMAZININ FAZİLET VE EHEMMİYETİ
Tesbih namazı; tevbenin, istiğfârın en büyüğü ve bütün vücutla yapılanıdır. Sünen sahipleri Hz. İkrime'den, o da İbn-i Abbas (r.a.)'tan rivâyet etmişlerdir ki; Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz muhterem amcaları Hz. Abbas (r.a.)'a şöyle buyurmuşlardır:
"Ey amca, sana on haslet haber vermekle ikrâm etmiş olayım ki, onu işlediğin vakit günahının evveli ve âhiri, yenisi ve eskisi, hatâen ve kasten yapılanı, küçüğü ve büyüğü, gizlisi ve âşikâr olanı mağfiret edilmiş olsun...
DUHÂ, EVVÂBİN VE TEHECCÜD NAMAZLARI
Bilhassa evrâd u ezkâr sahipleri Duhâ, Evvâbin ve Teheccüd namazlarını arasıra kılarlarsa çok iyi olur. Vakti olanlar daha sık veya devamlı kılabilirler.
Duhâ, Evvâbin ve Teheccüd namazları altışar rek'at kılınır. Daha az veya daha çok kılınabilirse de ortası budur.
Duhâ namazının niyeti:
Duhâ namazının ilk iki rek'atine:"Niyyet ettim şükründen âciz olduğum bütün nîmetlerine teşekküren Duhâ namazına"
İkinci iki rek'atine:"Niyyet eyledim şükründen âciz olduğum İslâmiyet nîmetine teşekküren Duhâ namazına",
HİKMETLİ SÖZLER
- Özü doğru olanın sözü de doğru olur. (Hz. Ali kerremallâhi vecheh)
- Gün, müsafirimizdir; hürmet edelim ki, gidince iyiliğimizi söylesin. (Hasan-ı Basrî k.s.)
- Verdiği öğüdü bizzat tutan, bunu başkalarına da dinletebilir. (Ferîdüddin Attar k.s./Pendnâme)
Fazilet Takvimi
DÎNE ZARAR VEREN YEDİ MUSÎBET
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)ashâbına şöyle buyurmuştur:
"İyi ameller yapmakta acele ediniz. Siz, korkmak ve gayrete gelmek için, şu yedi şeyin gelip çatmasından daha kötü birşey mi bekliyorsunuz?
Bİrincisi:Herşeyi unutturan fakirlik... (Dînî vazifelerini yerine getiremeyecek derecede geçim derdine düşmek.)
İkincisi:Azdıran zenginlik, insanı sefâhate sevk eden servet çokluğu).
Üçüncüsü:Aklı ve sağlığı bozan (dînî vecibelerini yerine getirmeye mâni olan)hastalık.
Dördüncüsü:Muhâkeme ve şuuru gideren, bunaklık derecesindeki ihtiyarlık.
KIYÂMET NE ZAMAN KOPACAK?
Huzeyfe (r.a.)'den:
Resûlüllah (s.a.v.)buyurdu ki: Hayatımı kudret elinde tutan Zât'a yemin ederim ki; imamınızı (emîrinizi) öldürünceye, birbirinize kılıç çekip savaşmaya başlayıncaya ve dünyanıza kötüleriniz mirasçı oluncaya kadar kıyâmet kopmayacaktır. (Sünenü Tirmizî)
Fazilet Takvimi
BİRLİKTEN AYRILMAYIN
"Şeytan tıpkı sürüden ayrılan, uzaklaşan koyunu kapan kurt gibidir.Onun için, birlikten, ülfet içinde toplu halde yaşamaktan ve mescidlerden ayrılmayın. Sakın parçalara bölünmeyin." (Râmûzü'l-Ehâdis)
Mü'minlerin gönül birliği içinde toplu olarak, birbirini sever ve sayar halde yaşamaları, şeytanın vesvese ve kandırmalarına karşı en büyük engeldir.
KALBDE ŞEYTAN DÜĞÜMÜ
Avn bin Abdullah (r.a.)'dan:
"İki kişi bir araya gelir ve bozuşurlarsa, şeytan herbirinin kalbine ukde (düğüm) atar. Birbiriyle karşılaşır ve selâmlaşırlarsa, düğüm çözülür. Selâmlaşmazlarsa, düğüm olduğu gibi kalır."
Fazilet Takvimi
HIYÂNETİN BÜYÜĞÜ
Ahmed bin Hanbel(rh.)'den: "En büyük hiyânet, seni doğru kabul eden Müslüman kardeşine yalan söylemendir."
En büyük hâinlik, îtimat suistimâlidir. İnsanlarca dürüst ve mûtemet (güvenilir)kabul edilen bir insanın, bu îtimada ihânet edip insanları aldatmasıdır. Onları yalanlarla kandırıp hayal kırıklığına uğratmasıdır.
Mü'min içi-dışı bir olandır. Dıştan nasıl görünüyorsa, içten de öyle olmalıdır. Dış görüntüsüyle, insanlarda itimat hissini teşekkül ettiren bir kimsenin, gerçekte doğruluk ve itimada şâyânlıktan uzak olması, imânın kemâline zıt bir hâldir.
VATANI KURTARMAK KİMİN VAZİFESİ
Bursa'yı Yunanlılar işgal ettiğinde, Pîr Emîr türbesine bakan türbedârın, türbeye bastonla dürtüp:
"Yâ Pîr!Bursa'yı Yunanlılar işgâl etti. Kalk kurtar" dediğini ve türbedârın gece rüyâsında Pîr Emîr hazretlerini görüp, Emîr'in kendisine:
"Behey ahmak!Vatanı düşmandan kurtarmak ölülerin değil, dirilerin üzerine düşer!"buyurup hışımla bir tokat akşettiğini ve türbedârın korku içinde uyandığında çenesinin yamulmuş olduğunu gördüğünü ve ölünceye kadar da çenesinin düzelmediğini... (Bİr Millet Uyanıyor, İst./1989, s. 10)
Biliyor muydunuz?
Fazilet Takvimi
GIYBETİ EMREDENE LÂNET
Nûman bin Münzir (r.a.)'den:
"Bİr adam Fazl bin Bezvan (r.a.)'a,
-Falanca senin hakkında ileri geri konuşuyor, gıybetini yapıyor, demişti.
Fazl hazretleri:
-Öyle ise, ben ona böyle yapmasını emredene nefret duyuyor, lânet ediyorum, dedi.
Adam:
- Kim ona gıybet emretmiş?diye sorunca,
Hz. Fazl:
-Tabiî ki Şeytan... Şeytan onu gıybete sürükledi. Ben, bu yüzden Şeytan'a karşı nefret doluyum! cevabını verdi.
Fazilet Takvimi
NOELBABA'YA İNANMAK, PUTPERESTLİKLE MUÂDİLDİR!
Hıristiyan Katolik dünyasının merkezi Vatikan, Hz. İsa'nın doğum gününün kutlandığı Noel arefesinde, günün sembolü olan Noel Baba (!)'yı afaroz etti. (Aforoz, dinden çıkarmak mânâsına geliyor.)
Bologna kenti Başpiskoposu Vatikan adına konuştuğunu belirterek, Noel Baba'ya inanmadığını söyledi.
Kardinal Giacomo Biffi, İtalyan gazetelerinde birinci sayfadan verilen beyânatında;
"Beyaz saçlı, beyaz sakallı, kırmızı giyimli, şarlatan kılıklı Noel Baba'ya inanmak, putperestlikle muâdildir. Noel Baba mânevî bir sömürme vâsıtasıdır" dedi.
DÖRT HAK MEZHEP
Abdülvehhâb-ı Şa'rânî Hazretleri, Şâfiî mezhebinde zamânının en büyük âlimi idi.
Devrinde bâzı câhil din adamlarının Hanefî mezhebinin kurucusu İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe'ye (r.h.) ve talebelerine dil uzatmalarına şiddetle karşı koyardı.
Böyle düşüncelere kapılan bir talebesine şöyle nasîhat etti:
DÜNYADA EN DEĞERLİ VE EN DEĞERSİZ ŞEY
İnsan zayıf bir valıktır. Nimetler içinde iken, çok defa bunun kıymetini bilemez. Ama nimetler yok olduklarında, zaaflarını olanca gücü ile gösterir. Bunun için insanlara zaman zaman hatırlatmalarda bulunmak gerekir. İnsanın buna çok ihtiyacı vardır.
Nasreddin Hoca merhum da bu nasîhat mevzuuna çok ehemmiyet verir... Hatta bir gün dostları kendisine:
- Hacam, dünyada en değerli şey nedir? diye sorarlar. O da:
- Nasîhattir. Herkese nasip olmaz, cevabını verir. Dostları bir müddet düşündükten sonra:
- Peki en değersiz şey nedir? derler. Hoca bu sefer de: