Şeyh Seyfüddin Arif (k.s.)

Şeyh Seyfüddin (K.S.) Muhammed Masum Hazretlerinin oğludur. Yani İmanı-ı Rabbani Hazretlerinin torunu... 25*nci halka...
Buyurdular ki: «Gıdayı kesmeye lüzum yok... Yetecek kadar yeyiniz! Büyüklerimiz, tarikatı kalb bilgisi ve mürşid sohbeti üzerine kurmuşlardır. Başka bir şey üzerine değil. Riyazetin verimiyse, meydana harikuladelikler getirmek^ tir. Gaye bu değildir. Biz bunları işten saymayız. Bizim tek gayemiz ve usûlümüz, sadece Allah'ı anmak ve Ö'na yönelmektir. Canbazhk göstermek değil...»
Zâhirî ve bâtınî ilimleri câmi ve sûrî ve mânevî kemâlât! hâvî idiler. Zühd ve takvada ve sünnete rttibâ'da eşsizlerdendi. Dünya ehli ile sohbet etmekten son derece kaçınırlardı. Yüksek meclislerinde oturdukları vakit, birisi, Mevlâ-nın celîl ismini zikredecek olsa, Hazret-i Şeyh dehşete düşerek yarım kesilmiş kuş gifci yer üzerinde yuvarlanırlar di. Kendilerinden gayr-1 İhtiyârî pek çok kerâmet ve hârika zuhur etmiştir.
Seyfü'd-din Ârif Hazretlerinin müridlerinden birisi birgün, bir semâ meclisine tesadüf etti. Semâ âvâzesi kulağına erişince kendisini» zabt edemeyerek o meelisde oturdu. Semâ'nın tesiri hâsıl olmaya başlayınca, bağırıp-çağırmadan kendisini zabtetmeye çok gayret sarf etti ve bunda da muvaffak oldu. Ancak, bu susuşa yüreği daha fazla dayanamayarak çatladı ve hemen orada irtihal eyledi. Bu haber Seyfüddin Ârif hazretlerine vâsıl olduğunda: «Semâ dertlileri helâk eder. İşte bu sebeple din ulemâsı semâ'a cevaz vermemişlerdir.» buyurdular.
Hazret-i Şeyh, hicret-i celıle-i Nebeviyye'ııin 1098'inci senesinde irtihal-i dâr-ı Na'îm eylemişlerdir. (Kaddesallahü sirrehül-aziz)