ERKEN KALKMADA BENİ GEÇMİŞLER

Nûşirevân'ın oğlu Hürmüz, çocukluk yıllarında geceleri sabaha kadar, nüktedan nedîmler ve beylerle, sohbet meclisinde yiyip, içip eğlenirdi. Sabah olmaya yakın yatıp uykuya dalardı.

Hürmüz'ün hocası ise, her sabah gelir, Hürmüz'ü gaflet uykusunda bulurdu. Ve her zaman nasîhat edip:

- Ey saadetli şâh, seherle kalk. Çünkü seherle kalkanlar devlet, saadet ve şeref bulur, zafer kazanarak yardıma nâil olurlar, derdi. Hürmüz ise hocasının her gün seherle kalkıp gelmesinden ve her zaman bu nasîhati vermesinden huzursuz oluyordu. Bir gün kölelerine;

- Birkaçınız seherde kalkıp hocanın yoluna durun ve gelince hemen üzerinde bulunan güzel elbiselerini soyup salıverin, der.

Adamları Hürmüz'ün emrini yerine getirirler. Erkenden kalkıp hocanın yolunu bekleyip hoca gelince tutup belinden kemerini, başından mücevherli tacını ve üzerinden de süslü elbiselerini soyup alırlar. Hoca bu hâlde Hürmüz'e gelir. Hürmüz, hocayı görüp bilmiyormuş gibi hocadan başından geçenleri sorar. Hoca soyguncuları şikâyet edince, Hürmüz;

- Ey bilgi sâhibi ve yol gösterici, bana her zaman "Seherle kalkan devlet ve zafer kazanır, yardıma nâil olur" derdin. Hayret edilecek şey, bu musîbet ve zillet sana neden oldu? der. Hoca:

- "Ey cihan şâhı, soyguncular erken kalkmada beni geçmişler" dedi.

Fazilet Takvimi