GÜZEL KOKU VE MÜSLÜMAN HANIMLAR

Sahabeden Musa bin Yesar (r.a.), Ebû Hüreyre (r.a.)'nin yaşadığı hâdiseyi çok açık ve net bir şekilde anlatmaktadır.

Hadis kitaplarındaki metne göre hâdise şöyle cereyan eder:

Ebû Hüreyre, yoldan geçen bir kadının süründüğü kokuyu hisseder. Kendisine kadar gelen bu kokudan rahatsız olan büyük sahâbî sorar:

- Ey Cebbâr'ın cariyesi, nereye gidiyorsun böyle? Kadın cevap verir:

- Mescide gidiyorum ey Ebû Hüreyre! Tekrar sorar:

- Evinde süründüğün kokuları, çevrendeki erkeklere kadar yayarak mı? Kadın tereddütsüz cevap verir:

- Evet. Ebû Hüreyre bu defa daha da sertleşerek der ki:

- Hemen geri dön, evine git ve süründüğün kokuyu yıka, yoket.

Sonra da şu hadîs-i şerifi nakleder. Der ki:
- Ben Resûlullah (s.a.v.)'dan işittim. Şöyle buyurdu:
"Süründüğü kokuyu etrafına yayarak mescide namaz kılmaya giden kadının namazı, evine dönüp de kokuyu yıkayıp yok edinceye kadar (kemâliyle) kabul olmaz."

Ebû Hüreyre (r.a.)'den bu hadîsi duyan kadın hemen geri döner, evine gelip süründüğü kokuyu iyice yıkayıp yok eder. Bir daha da erkeklere kadar varacak bir koku sürünerek sokağı bırak, mescide bile çıkmaz. Şaibeli durumdan kendini korur.

Bilmem bu hâdise günümüzün sokaktaki Müslüman kadınına bir şeyler söylüyor mu? Batı'da ailenin neden bozulup dağıldığını, İslâm'da hangi sebepten bozulup dağılmaktan korunmuş olduğunu açıklıyor mu?

Fazilet Takvimi