KURBAN KESMENİN FAZÎLETİ
Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) kıymetli kerîmeleri Hz. Fâtıma-i Zehrâ'ya, "Yâ Fâtıma! Kalk, kurbanının yanına git ve kurban kesilirken şu duâyı oku: (İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi'l âlemîn. Lâ şerîke lehû ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü'l müslimîn."
Meâli: "Şüphesiz benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm, âlemlerin rabbi olan Allâh içindir. Onun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslüman olanların evveliyim." (Sûre-i En'âm, âyet 162-163)
Muhakkak ki kurbanın yere damlayan ilk kan damlası ile ömründe işlemiş olduğun her günâh mağfiret olunur.
Muhakkak yarın kıyâmet günü kestiğin bu kurbanın kanını ve etini getirip yetmiş kat fazlasıyla, terâzinin sevâplar kefesine koyarlar." buyurdu.
Hz. Ebû Saîd (r.a.) der ki: "Yâ Rasûlallâh! Bu büyük ikrâm Muhammed aleyhisselâmın âline mi mahsustur, yoksa onlarla beraber bütün müslümanlara mı mahsûstur?" dedim. "Husûsî olarak Âl-i Muhammed'e, umûmî olarak bütün müslümanlara." buyurdu.
Rasûlüllâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "Kurbanlarınızı büyük yapınız. Muhakkak ki onlar sırat üzerinde sizin binekleriniz olacaktır." (F-7)
Muhammed bin İshâk bin Huzeyme (r.h.) anlatır:
"Kardeşim Ahmed, çok ibâdet eden bir kimse idi. Dünyâ malından hiçbir şeyi yoktu. Bu halde iken, her sene kurban keserdi. Ne kadar sıkıntı çekse, bu ibâdeti terk etmezdi. Bu kardeşim dünyâdan göçtü. Rüyâda gördüm ki kıyâmetteyiz. Bütün insanlar Arasat'ta toplanmışlar. Ânîden kardeşimi gördüm. Benzerini görmediğim bir at üzerinde idi. Ayrıca birçok binekleri vardı. Kardeşime, "Allâhü Teâlâ sana ne yaptı?" dedim. "Mağfiret etti" dedi. "Hangi sebeple?" dedim. "Bir gün cuma camiinde namaz kılıyordum, cebimde bir gümüşüm vardı. Bir ihtiyar geldi. Sütûnun önünde durup, (Allâhü Teâlâ bana bir gümüş verene merhamet etsin. Borcum var ve alacaklım beni sıkıştırıyor. Kötü sözler söylüyor.) dedi.
Namazı kılıp bir gümüşü ona verdim. Beni kabre koyup gittikleri zaman bir ses duydum. "Ey Ahmed bin İshak! Bir muhtâca merhamet ettin. Biz de sana merhamet eyledik. Yaptığın günâhları affeyledim. Seni cennet ve dîdârıma lâyık eyledim diyordu." dedi
"Kardeşim, bu binekler nedir?" dedim.
"Bunlar, benim kestiğim kurbanlardır. Bineğim ise ilk kurbanımdır." dedi.
"Şimdi nereye gidiyorsun?" dedim,
"Cennete gidiyorum." dedi. (F-3)
Fazilet Takvimi
Meâli: "Şüphesiz benim namazım, ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm, âlemlerin rabbi olan Allâh içindir. Onun ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben müslüman olanların evveliyim." (Sûre-i En'âm, âyet 162-163)
Muhakkak ki kurbanın yere damlayan ilk kan damlası ile ömründe işlemiş olduğun her günâh mağfiret olunur.
Muhakkak yarın kıyâmet günü kestiğin bu kurbanın kanını ve etini getirip yetmiş kat fazlasıyla, terâzinin sevâplar kefesine koyarlar." buyurdu.
Hz. Ebû Saîd (r.a.) der ki: "Yâ Rasûlallâh! Bu büyük ikrâm Muhammed aleyhisselâmın âline mi mahsustur, yoksa onlarla beraber bütün müslümanlara mı mahsûstur?" dedim. "Husûsî olarak Âl-i Muhammed'e, umûmî olarak bütün müslümanlara." buyurdu.
Rasûlüllâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "Kurbanlarınızı büyük yapınız. Muhakkak ki onlar sırat üzerinde sizin binekleriniz olacaktır." (F-7)
Muhammed bin İshâk bin Huzeyme (r.h.) anlatır:
"Kardeşim Ahmed, çok ibâdet eden bir kimse idi. Dünyâ malından hiçbir şeyi yoktu. Bu halde iken, her sene kurban keserdi. Ne kadar sıkıntı çekse, bu ibâdeti terk etmezdi. Bu kardeşim dünyâdan göçtü. Rüyâda gördüm ki kıyâmetteyiz. Bütün insanlar Arasat'ta toplanmışlar. Ânîden kardeşimi gördüm. Benzerini görmediğim bir at üzerinde idi. Ayrıca birçok binekleri vardı. Kardeşime, "Allâhü Teâlâ sana ne yaptı?" dedim. "Mağfiret etti" dedi. "Hangi sebeple?" dedim. "Bir gün cuma camiinde namaz kılıyordum, cebimde bir gümüşüm vardı. Bir ihtiyar geldi. Sütûnun önünde durup, (Allâhü Teâlâ bana bir gümüş verene merhamet etsin. Borcum var ve alacaklım beni sıkıştırıyor. Kötü sözler söylüyor.) dedi.
Namazı kılıp bir gümüşü ona verdim. Beni kabre koyup gittikleri zaman bir ses duydum. "Ey Ahmed bin İshak! Bir muhtâca merhamet ettin. Biz de sana merhamet eyledik. Yaptığın günâhları affeyledim. Seni cennet ve dîdârıma lâyık eyledim diyordu." dedi
"Kardeşim, bu binekler nedir?" dedim.
"Bunlar, benim kestiğim kurbanlardır. Bineğim ise ilk kurbanımdır." dedi.
"Şimdi nereye gidiyorsun?" dedim,
"Cennete gidiyorum." dedi. (F-3)
Fazilet Takvimi
Konular
- Allah bu dini facir bir adamla da güçlendirir
- Hz. Ebu Bekr'in (r.a.) İslam ordusuna nasihatleri
- Trafik kazalarından korunmanın manevi tedbirleri
- Evlerin de iffeti vardır
- Hayatı boş yaşayanlara 40 nasihat
- Diyanet'e Göre İMÂM-I RABBÂNÎ
- İmam Rabbani Ne zaman vefat etti
- GAYRET-İ İSLÂMA NE OLDU?
- Ali Haydar Efendi de zahiri alimdi. Mürşid ya da Müceddid değildi.
- YA SEN OLMASAYDIN..
- Cennete giden günahkar komşu
- Hz. Ebu bekir'in İhtiyaç sahibi olana yardımı
- Sana Bir Kaz Yollasam Yolar Mısın ?
- KURMANCAN DATKA FİLM OLUYOR
- Hasta ziyaretine giden sağırın hikayesi
- Hamile kadın Allah yolunda cihad eden gibidir
- Hastalıklar kimine rahmet kimine zahmettir
- Çöpten çıkan Dostoyevski umudu oldu
- Yaşlı Şeyh Ve İcezat isteyen Genç Talebe
- Osmanlıda aile kültürü
- Vezir bulmak için kapı yaptıran padişah
- EV TEMİZLİĞİNDE LİMONU BAŞ SIRAYA YAZIN!
- Geçmişe sünger çekmek
- KOYUNLARIN KÖPEKLERDEN FAZLA OLMASININ NEDENİ..!
- uyku düzeni
- REFERANSIM ALLAH'TIR
- Kuran okumak sağ beyni geliştiriyor
- Bilinçaltı ve zihnin bu kadar önemli olduğunu bilmezdim
- Neden ehli sünnetle uğraşıyorlar
- Boşanmaktan Vazgeçiren Söz